Geleneğin temasını ve dokusunu alıp, dijital ortamda hat sanatını baştan oluşturan, çağdaşın sadeliği ile geçmişin süsünü birleştiren, harflerin kıvrımlarıyla neşenin olsun kasvetin olsun hayatın tüm yönlerinin nüanslarını ahenkle dans ettiren Bağdatlı bir üstâd, Malik Anas ile söyleşi.
Hat sanatına olan ilginiz ne zaman ve nasıl başladı? Bu aşkın hikâyesi nasıl başlıyor?
Çocukluğumdan hatırladığım binlerce kitabın arasında büyüdüğüm! Ailem Irak’taki en eski kitapçılardan birinin, 1936’da kurulmuş el-Muthanna Kütüphanesi’nin, sahibidirler ve doğal olarak ben de eski kitaplar ve hat ile içiçe büyüdüm. Neredeyse her kitabın kapağı veya girizgâhı hat ve kompozisyon açısından bir sanat eseri gibiydi; öyle ki kitapların adlarını kapaklarının tasarımından, kapaklardaki yazıda kullanılan hat türünden yola çıkarak hâlâ hatırlayabiliyorum. Nitekim 15 yaşlarında hat yoğun olarak ilgimi çekti ve farklı tarzlar arasındaki farkları öğrenmeye başladım... hatta resmen başlamam böyle olmuştur.