Nerede bir sülüs levha görsem, bir hattatı cezbeden şeyin kamış kalemin aharlı kâğıt üzerinde gezinirken çıkardığı o munis ses olsa gerek diye düşünürüm. Gizemli bir şeydir kalemin mürekkebi bünyesinde tutması, sonra o mürekkebin bin bir türlü emekle hazırlanan aharlanmış kâğıt üzerinde bir şekle bürünmesi. Hattın cazibesi işte burada olsa gerek! Bu üç nesnesin hattatın elinde estetik bir form girmesinde.