“Nun,Kalem’e ve yazmakta oldukları şeylere yemin olsun!”(96 Alak Sûresi 4.ayet) kelâmıyla aklımızı tefekküre davet eden Ey Sevgili,Sana en güzel selamlar selam olsun…
Rabbimiz,yüce ayet-i kerimesiyle kaleme ve onun yazdıklarına dikkatimizi çekiyor.Öyle bir yemin ediyor ki, acaba neden kelm üzerine yemin sorusunu akıllarımıza sorduruyor?Evet,sorunun cevabı ise düşündürücü.Çünkü,yeminde büyük bir ihtar söz konusudur.Bir hatırlatma vardır.Neden kalem diye de kendime sormadan edemiyorum. Ve Rabbim bana cevap veriyor:
“O,kalemle öğretendir.”(68 Kalem Sûresi 1.ayet)
Kalem,öğretme işlevini görüyor.Hafızaya bilgilerin kaydedilmesini kolaylaştırıyor,unutmayı engelliyor,bilgilerin daimi olmasını sağlıyor ve bilgileri aklımıza nakış nakış işliyor.
Hiç düşündünüz mü birinci sınıf öğrencisinin eline verilen ilk şey nedir diye?Bomboş dimağlara ne veriliyor olabilir?Evet, cevap çok basit;bu bir “kalem”.Çoğunlukla öğrencilerin silgisi olmaz ama mutlaka kalemleri olur.Öğrencilere okuma ve yazma becerisi, ilk olarak kalemle yaptırılır.Çizgi,boyama çalışmaları derken ve yazı…Harflere teker teker başlanır ve o harfler yazma sayesinde çocuğun beynine işler.Evet,kalem çok değerli bir araçtır.Ama her şeyde…Öğrenmede ,öğretmede…Birisi kalemle öğrenirken,öğreten de pratik yapar kalem vesilesiyle…Daha seri hale gelir…Bilgiler beyninden,kalbinden,ruhundan uçup gitmez.
Yapılan bilimsel araştırmalarda da kalemle yazılan,not tutulan bilgilerin unutulmadığı bir gerçektir.İsterseniz bir deneyin.Yapacak olduğunuz birşeyi yazın.İnanın,o yazdığınızı açıp bakmaya bile ihtiyaç duymazsınız,unutmazsınız.
İnsanoğlunun geçmişten asırlara seslenebilmesi de hep kalem sayesindedir…Eğer yazılmasaydı bir şeyler yok omaya mahkumdu.Tarihler olmayacaktı,tarihler de yapılmayacaktı,kişiler bilinmeyecekti,insanlık geçmişten ders alamayacaktı.İnsanın ufku,sadece bugünle sınırlı kalacaktı.Hiç bir şey ispatlanamayacaktı,sorular çoğaldıkça çoğalacaktı,beyinler kararacaktı.Geçmişle aramızda bir bağ olmayacaktı.İşte Rabbimiz,aciz kullarına yaptığı hikmetli işleriyle büyüküğünü ispatlıyor ve bizlere Zat-ı Zül Celali ile örnek oluyor.Bütün yarattıklarının ilmini Levh-i Mahfûz’a kaydettiğini söylüyor.İhtarına kendisi uyarak kalemin önemini bir kez daha hatırlatıyor ve şöyle buyuruyor:
“…Hepsi,apaçık bir kitapda(Levh-i Mahfûz’da yazılı)dır.”(11 Hud Sûresi 6.ayet)
“Ve gaybın anahtarı O’nun katındadır;onları ancak O bilir.Hem karada ve denizde ne varsa bilir.Hiç bir yaprak da düşmez ki onu bilmesin; hem ne yerin karanlıklarında bir dâne ,ne yaş ne de kuru(hiçbir şey)yoktur ki,apaçık bir Kitab’da(Kur’ân’da)bulunmasın!”(6 Enam Sûresi 59 ayet)
Evet,her şeyi biliyor Rabbimiz ve sesleniyor büyüklüğünü hatırlatarak kullarına…Kelimelerinin tükenmeyeceğini bildiriyor Lokman Sûresi ile …
“Eğer gerçekten yeryüzündeki ağaçlar kalem olsa,deniz de (mürekkep olup)arkasından yedi deniz daha ona yardım etse,Allah’ın kelimeleri (yazılmakla)tükenmez!Muhakkak ki Allah,Azîz(kudreti dâima üstün gelen)dir,Hakîm(her işi hikmetli olan)dır.”(Lokman Sûresi 27 ayet)
Rahman ve Rahim olan Allah’ımız için ellerimiz kalem tutsun...Kaleminize sağlık…
Sena Aydın
Yorumlar
Güzel dogru bir şekilde öğretilerek; kalemleri ile güzellikleri,do gruları nakıs nakıs işlemesi ve sizin yazınızdan alıntı yaparak sözlerimi bitirmek iştedim. ''…Birisi kalemle öğrenirken,öğre ten de pratik yapar kalem vesilesiyle…Dah a seri hale gelir…Bilgiler beyninden,kalbi nden,ruhundan uçup gitmez.'' ellerinize ve kaleminize saglık hocam… Alıntı
RSS beslemesi, bu iletideki yorumlar için.