“Tarihinden kopan bir ülke her mecraya sürüklenebilir” diyor Cemil Meriç. Peyami Safa’nın gayet doğru tespit ettiği gibi, “Yeryüzünde bir tek memleket gösterilemez ki; orada gençler kazara milli kütüphanelerine girsinler, bir tek eser okumadan çıkıp gitsinler. Böyle bir katliam hiçbir memlekette ve hiçbir memleketin tarihinde yoktur.” (Peyami safa, Osmanlıca-Türkçe-Uydurmaca, s.272, Ötüken Yayınları, 1978)
Şu gün yapılacak ilk iş, suçluları yargılayacak vakit geçirmek değil, meselenin ehemmiyeti ile mütenasip gerçekçi tavırlar takınmaktır. Bu gerçekçi tavırların ilki Osmanlıca’yı öğrenmek ve yeni nesillerin de öğrenmesi için her türlü düzenlemeyi yapmaktır.
Osmanlıca öğrenmek zor diyenlere, eski harflerimizi “Kavim üstü bir mana ile İslam harfleri” diye vasıflandıran Rahmetli Necip Fazıl diyor ki; “Yeni harflerin eskilerine kıyasla lehinde gösterilebilecek tek bir tarafı yoktur. Kolaycı ve fertlere kolayca öğretilebilme avantajı bile onun en katil cephelerinden biri. Ah şu sefil kolaylıklar! Onlardan ne zaman sıyrılacak ve ulvi zorluğa kucak açacağız?” (Osman Şerifoğlu, İslam Harflerinin Müdafaası, sayfa 302, Sebil Yayınları, 1972)
Devrimbazlara en güzel cevabı ise, Peyami Safa veriyor; “Almanya’da Latin harfleri ile birlikte Alman Gotik harfleri de öğretilir ve bunu bir gerilik (irtica hareketi) saymak hiçbir Almanın veya başka bir medeni millet mensubunun hatırından geçmez. Bizdeki devrim yobazlığının eşine cihanda rastlanmaz. Gençlere dünyanın hayran olduğu, Rusya’da heykeli dikilen Fuzuli’yi aslından mı okutmak istiyorsunuz? Mürtecisiniz. Türk tarihinin en büyük faslı olan Osmanlı tarihinin başlıca eserlerini mi okutmak istiyorsunuz? Mürtecisiniz. En ileri anlayışı Türk şairi Hamid’in birçok eserlerini mi okutmak istiyorsunuz? Mürtecisiniz. Türk gencinin kolay not almasını, kolay yazıp okumasını mı istiyorsunuz? Mürtecisiniz.” (age, s.272)
Bu ilimsiz, çarpık saçma inkılâp ve irtica anlayışına genç nesiller kurban olup gidiyor.
“Mevzuyu açıkça ortaya ele almalıyız: Eski harflerin resmi ve klasik tahsil kadroları içinde ciddi surette ele alınması zamanı gelmiştir. (…) Ve binaenaleyh… madem ki Batı kültürüne köprü kurmak için aldığımız Latin harfleri artık sarsılmaz bir surette yayılmıştır. Ona bu imkânı bahşetmek için hapse atılmış olan eski harflerimize artık daha fazla gadretmemiz için sebep kalmamıştır. Artık eski harflerimize şefkatli bir göz atabiliriz. Katmerli caniler, gözü kanlı haydutlar, hırsızlar ve vurguncular için dahi umumi aflar düşündüğümüz bugünlerde eski harflerimiz için de hususi bir af düşünmenin zamanı gelmiştir.” (Osman Şerifoğlu, age, s. 300)
Velhasıl, her şuur sahibi vatan evladına düşen görev, bir an evvel Osmanlıca’yı öğrenmektir.
Yorumlar
ve kalbim ve ruhum diyorki;
'Maddi ve Manevi cihada niyet ettik kıyamete kadar… Alıntı
baki selamlar
güzelhan Alıntı
RSS beslemesi, bu iletideki yorumlar için.