Farklı bir dil öğrenmek isteriz.İllgimiz,isteğimiz ve en önemlisi de merak dürtüsü varsa kolayca bir dil öğrenebiliriz.”Bir dil bir insan” sözü ikinci bir kişi olabileceğimiz için sevindirir bizi.Kariyerimizi artırır.İnsanların önünde bir adım önde gitmemize neden olur?
Günümüzde en yaygın diller arasında İspanyolca, İngilizce ve Japonca vardır. İnsanlar harıl harıl bu ve benzeri dilleri öğrenmek için çaba sarfediyor,emek veriyor,para akıtıyor. Şunu da tavsiye etmeden geçemem; mutlaka yabancı bir dil öğrenmek için gayret gösterin. Güzel olmasaydı Efendiler Efendisi(sav), Süryanice öğrenmesi için bazı sahabe efendilerimizi görevlevlendirir miydi hiç ?
600 yıl dünyaya hükümdar olmuş insanların evlatlarıyız biz.Padişahlarımızın isimlerini duyunca,zikredince ne büyük onur duyuyoruz değil mi? Adaletleriyle,eğitimleriyle,sosyal yapılarıyla,ticaretleriyle...Kocaman bir şükür çekiyoruz,böyle maneviyatlı insanların evlatları olduğumuz için. Değil mi? Özellikle de eğitim alanında yapılan güzel çalışmalar gözlerimizi kamaştırıyor.Halk dili,resmi dil,edebiyat dili…Arapça,Osmanlıca,Farsça.Farklı farklı…Ne kadar çok seslilik…Ne kadar güzel bir kültürel birikim…Hele bir de padişahlarımızın bildikleri dil sayısı.Hemen hemen bütün padişahlarımız birden fazla dil biliyor.Mesela,Fatih Sultan Mehmet tam 7 dil biliyor.Peki ya bizler?Lâtin alfabesinin(Türkçe) yanında ne biliyoruz? Prof.Dr.Oktay Sinanoğlu’nun dediği gibi Tarzanca İngilizce… Onu da tam bilenimiz sınırlı.Ama çok iyi öğrenmek gerekir.
Niçin İngilizce,Almanca,Japonca gibi dünya dillerinin yanında OSMANLICA’yı öğrenmeyelim?Öğrenirsek çok şey kazanacağız.Tarih kitaplarında ve ilkokuldan bu yana tarih derslerimde bir isim duydum;Osman Bey.Osmanlı Devleti’nin kurucusu.Adını devlete veren isim….Tarihe damgasını vuran Osman Bey….O’na karşı vefa borcumuzu ödeyeceğiz.Bu dil bizim tarihimizin dili…O’na sahip çıkmalıyız.Sonra Osmanlıca,Kuran harfleri…Rabbimizin harfleri ile daha yakından haşır neşir olabileceğiz.Çünkü,Kur’an-Kerim’e sadece abdestli iken dokunayım,okuyayım deyip şeytanın erteleme tuzağına düşmekten kurtulacağız.Osmanlıca ile heran her zaman meşgul olabileceğiz.Diğer yandan Osmanlıca öğrenmeye bir ilim gözüyle bakarsanız sevap cihetiyle de inşallah kazanan olacağınıza inanıyorum.
Şu hadis bize yol göstecektir: Ebu Abdullah İbnu Amr radıyallahu anhümâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, bir gün, hücrelerinden birinden çıkıp mescide girmişti. Mescidde ise iki halka vardı. Birinde halk, Kur'ân okuyor, Allah'a dua ediyordu. Diğerindekiler ilim öğrenip ilim öğretmekle meşguldü. Aleyhissalâtu vesselâm: "Her ikisi de hayır üzeredir: Şunlar Kur'ân okuyorlar, Allah'a dua ediyorlar, Allah (taleplerini) dilerse onlara verir, dilemezse vermez. Bunlar ise öğrenip öğretiyorlar. Ben de bir muallim olarak gönderildim!" buyurdular ve ilim halkasına oturdular."(Dâvud)
Ecdadımızla aramızda uçurumlar kurmak yerine daha da yakınlaşabiliriz Osmanlıcayı öğrenerek.Bir yerlere gittiğimizde tarihi bir mekanda yazan Osmanlıcayı okuyarak bu vatana ve atalarımıza karşı borcumuzu ödeyebiliriz…Osmanlıcayla kalın,selamlar…
Sena Aydın
Yorumlar
RSS beslemesi, bu iletideki yorumlar için.